
CAVİA (Guinea Pig / Kobay / Hint Domuzu /Cuye )
Köken
Orta ve Güney Amerika, evcil kobayın atası olan yabani kobayın yurdudur. Yabani kobaylar ve diğer kobay türleri tüm Güney ve Orta Amerika’ya yayılmışlardır. Yabani kobay, mara (pampa tavşanı), kapibara(su domuzu) gibi türlerden oluşan kobaygiller, kemirgenler arasında en geniş aileyi oluştururlar.
Yaklaşık on bin yıl öncesine tarihlenen ilk evcil kobay kemikleri Peru’da bulunmuştur. Tıpkı bugün olduğu gibi o dönemde de Güney Amerika’da kobaylar etleri için besleniyordu. Kobayların yetiştirilmesinden kadınlar sorumluydu. Gerektiğinde kesip yemeğini pişiren gene kadınlardı. Özellikle İnka döneminde evcil kobayların yetiştirilmesi iyice yayıldı.
İspanyolların Güney Amerika’yı keşfetmeleriyle beraber evcil kobaylar Avrupa’ya taşınmaya başlandı. Zamanla Avrupa’da ve tüm dünyada evlerde beslenen popüler bir hayvan haline geldi.
Ginepig mi, Kobay mı? Güney Amerika ilk keşfedildiğinde buranın Hindistan olduğu sanılmaktaydı. Bu sebeple Batılıların kobaya verdikleri isimlerde hep Hindistan’a gönderme söz konusudur. Aynı durum Türkçe için de geçerlidir. Kobayın bir diğer ismi olan hintdomuzu da bundan kaynaklanmaktadır. Kobay ise hintdomuzunun İspanyolca karşılığı olan "cobaya"nın Türkçeye geçmiş halidir.
Kobaylar aynı zamanda uzun süre deney hayvanı olarak kullanıldıkları için zamanla "denek" anlamına gelecek şekilde söz konusu isim anlam kaymasına uğramıştır. Kobay aynı zamanda "deney hayvanı" ya da "denek" anlamında da kullanılmaktadır.
Son zamanlarda gittikçe yaygınlaşan "ginepig" ise İngilizce’deki "guinea pig"in Türkçe’ye uyarlanmış halidir. Ancak "ginepig" hiçbir şekilde Türkçe bir kavram olmayıp, herhangi bir Türkçe sözlükte yer almamaktadır. Yani Türkçe’de "ginepig" diye bir şey yoktur. Sözcüğün doğrusu "kobay" ya da "hintdomuzu"dur.
Evcil hayvan olarak besleyenler tarafından latince kökenden gelen (cavia) adı kullanılmaktadır.
Yaşam alanı
Evcil kobayın atası olan yabani kobay Güney Amerika’da özellikle And Dağları eteklerinde yaşamaktadır. Burada bir erkek, dişiler ve yavrulardan oluşan klanlar halinde yaşarlar. Yavru erkekler büyüdüklerinde klandan ayrılarak diğer klanlara katılır ve kendi haremlerini kurarlar.
Kobaylar doğada bütün gün gizlenerek yiyecek ararlar. Otlar, tohumlar, kökler, çiçekler temel besin kaynaklarıdır. Tehlike anlarında hiçbir zaman çok uzaklaşmadıkları inlerine kaçarlar.
Sosyal hayvanlar
Kobaylar doğada bir erkek ve dişilerden oluşan geniş aileler halinde yaşarlar. Erkek yavrular ergen olunca ya klanın başında yer alan dominant erkekle kavga ederek klanda kalır ya da klandan ayrılarak kendi haremini oluştururlar. Aile fertleri arasında güçlü bağlar vardır. Hep beraber dolaşırlar, hep beraber yemek yerler. Birbirleriyle insanların da duyabileceği sesler çıkararak sürekli olarak iletişim halindedirler. Eğer aile fertlerinden biri diğer grup üyelerini göremez ya da kaybederse oldukça yüksek ses çıkararak yardım çağrısında bulunur. Özelikle yavrular annelerini kaybettiklerinde bu sesi çokça çıkarırlar.
Kobaylar sosyal hayvanlardır. Bu sebeple kobayları hiçbir şekilde tek beslemek doğru değildir. Hatta bazı ülkelerde kobayları tek beslemek suç sayılır. En az iki kobayı birlikte beslemek ideal olanıdır.
Caviaların beslenmesi
Cavialar kesinlikle vejetaryen hayvanlardır. Genellikle sebze, meyve ve ot yerler. Vücutları C vitamini üretmediğinden günlük C vitaminlerini daha çok yedikleri sebze ve meyvelerden alırlar. Bu bakımdan kutularda satılan onlara özel hazırlanmış kuru mamaların dışında gün içinde sebze ve meyve vermeyi de ihmal etmemeliyiz. En çok sevdiği şey taze otlardır. Ama bulamadığınızda paket olarak satılan kuru otlardan da (hay) verebilirsiniz. Taze otları toplarken dikkat etmeniz gereken bazı hususlar vardır.
1-Arazinin ilaçlanmamış olması, böcekli olmaması
2-Köpeklerin ya da küçükbaş hayvanların sıkça gezdirildiği bir araziden olmaması.
3-Topladığınız bitkilerde böcek, mantar olmaması
4-Yoğun trafiğin olduğu yollardan toplanılmamasına dikkat edilmelidir. Toplarken şunu unutmayın körpe bitkiler onlara her zaman daha lezzetli gelecektir. Tohuma kaçan bitkilerin besin değerleri daha düşüktür. Bazı bitkiler büyüyünce oksalik asit salgısı artacağından tatları daha acı olur. Vereceğiniz otlar sadece onları sağlıklı yapmayacak aynı zamanda çok da mutlu edecektir. Sindirim sisteminin iyi çalışması için gerekli olan lifleri de onlarla sağlayacaktır. Guinea piginizin doğru beslenmesi onun tüylerini, derisini, dişlerini koruyacaktır ve büyümesini hızlandıracak enerji verecek, hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemini güçlendirecektir. Su, yüksek kaliteli, onlar için hazırlanmış kuru yemler, limitsiz ot, bir kap dolusu sebze alması bir gün için yeterlidir. Her guinea pigin ağız tadı farklıdır. Bazı piggyler lahana sevmez, bazıları domatesten nefret eder.
Piggynize her ne ikram ederseniz edin, yavaşça ikram etmeyi unutmayın.
NELER VEREBİLİRSİNİZ?
-Çeşit çeşit yiyecekler onun hoşuna gidecektir. Örneğin: azar azar da olsa bir kaç meyve bir arada.
-Yeşil yapraklı sebzeler
-Meyveler (günlük yiyeceğinin küçük bir bölümünü oluşturur).
-Yeşilbiber
-Domates
-Maydanoz
-Elma
-Kayısı
-Muz
-Böğürtlen
-Yaş veya kuru üzüm (ikisi bir arada olmamak şartıyla)
-Portakal
-Çilek
-Kavun
-Ot
VERİLMEMESİ GEREKENLER
-Patates asla vermeyiz. Çünkü içinde yüksek dozda oksalik asit vardır.
-Çok havuç vermeyiniz. Bir gün arayla küçük bir parça yeterlidir.
-Lahana, brokoli, Brüksel lahana ve karnabahar gibi gaz yapıcı sebzelerden çok vermeyiniz.
-Kerevizi küçük küçük doğrayarak veriniz.
- Kıvırcık çok miktarda vermeyiniz ishale yol açabilir.
-Cavianıza et, süt ve süt ürünleri vermeyiniz.
-Asla suyuna mineral, rafine edilmiş şeker koymayınız. Sade C vitamini onun için yeterlidir.
-Bazı vitaminlerin aşırı verilmesi (a ve d vitaminleri gibi) gine piginizde ciddi problemlere yol açabilir.
BİR CAVİANIN GÜNLÜK İHTİYACI OLAN ŞEYLER ŞUNLARDIR;
-Vitamin C
-Taze su
-Kaliteli mama
-Limitsiz ot
-Taze sebze
İşte size meyve ve sebzelerden hazırlanmış güzel bir menü;
-Bir kaç avuç dolusu ot (hava ısındıkça daha fazla)
-Yeşilbiberin 1/8 veya ¼? ü de olabilir.
-Bir veya iki geniş kıvırcık yaprağı (bazen biraz arttırılabilir)
-Bir küçük domates
-Maydanoz (birkaç sap)
-Meyveler
-Elma (çekirdekleri verilmeyecek)
-Kayısı (kurutulmuşsa birkaç parçaya ayırınız)
-Muz (muzun 1/4 ?ü yuvarlak kesilerek verilecek)
-Böğürtlen (1-2 adet)
-Yaş veya kuru üzüm (1-2 tane)
VİTAMİN C
Cavialar C vitamini üretemezler. Ve günlük 10-30 mg/kg C vitaminine ihtiyaçları vardır. Birçoğu C vitamini ihtiyacını sebze ve meyvelerden karşılamaktadır. Eğer yeterli C vitamini almadığına inanıyorsanız 100 mg? lık bir tabletin 1/4 ünü verebilirsiniz. Bu bir çiğneme tableti olabilir. Pet marketlerde onlar için özel hazırlanmış C vitamini de olabilir. Genç, hasta, hamile ve emziren piglerin ekstra C vitaminine ihtiyaçları vardır.
Asla suyun içine C vitamini katmayın. Çünkü:
-Su yaşamsal önem taşır. Suyun tadını değiştireceğinden guineanız yeterli su içmeyebilir.
-C vitamini suyun içindeki askorbik asit seviyesini hızla yükseltir.
-Bazı guinealar az, bazıları ise çok su içer. Yeterli C vitamini alıp almadığını anlayamazsınız.
VİTAMİN C; HER 100 GRAM İÇİN (sebzeler)
190.0mg-biber(kırmızı tatlı çarliston)
133.0mg-maydanoz
130.0mg-ıspanak
93.2mg-brokoli
89.3mg-yeşilbiber
85.0 mg-bürüksel lahana
24.0mg-kıvırcık
21.1 mg-bamya
21.0 mg-pancar
19.1 mg-domates
16.3 mg-taze fasulye
9.3mg-havuç
9.0mg-kabak
7.0mg-kereviz
5.3mg-salatalık(kabuklu)
VİTAMİN C (HER 100 GRAM İÇİN) meyveler
98.0mg-kivi
56.7mg-çilek
53.2mg-portakal
53.0mg-limon(soymadan)
38.1mg-üzüm(kırmızı)
33.3mg-yeşil üzüm
27.7mg-mango
15.4-mg ananas
10.0 mg-kayısı
9.6mg-karpuz
9.5mg-erik
9.1 mg-muz
7.0mg-kiraz
6.6mg-şeftali
5.7mg-kabuklu elma
4.0mg-armut
3.3 mg-kuru üzüm
Cavialar günlük lif ihtiyaçlarını otlardan karşılarlar. Bu sebeple evde beslenen cavialara her gün ot ve saman vermek gerekir.
Ayrıca kafeslerinde her zaman temiz, taze içme suyu bulundurulmalıdır.
CAVİA ÜRETİMİ
Bu hayvanlar rekabete ve kıskançlığa neden olmamak şartıyla aynı kafeste
iki erkek,bir dişi olarak yaşayabilirler.
Cavialar 3 aydan itibaren üremeye yetenekli olmasına karşın
( 6 aylıktan yaşlı )ve hiç hamile kalmamis disiler icin tehlikehli olabilir.
Guinea pigler genellikle 7 yıldan fazla yaşarlar .
Dişi erkeğini 15 gün aralıklarla 1 gün boyunca kabul eder.
Bununla birlikte bu günün dışında erkeğine kötü davranmaz.
Eğer iyi anlaşabiliyorlarsa aynı kafeste çiftleşme oluncaya kadar birlikte kalabilirler.
CİNSİYET AYIRIMI
Dişi ve erkeği birbuçuk aydan sonra birbirinden ayırmak çok kolaydır. Seksüel deliğin her iki tarafına hafifçe parmaklarla bastırırsanız, erkeklerde deri altında yuvarlanan testisleri hissedersiniz. Bu işlemi biraz daha sürdürürseniz, penisin dışarıya çıkmasına neden olursunuz. Dişilerde özel bir durum yoktur.
Gebelik dönemi
Gebelik dönemi 58 ile 62 gün arasında sona erer . Bu süre, Caviaların kendi kütleleri düşünülünce biraz uzun görünebilir.
Yavrular doğduklarında, kürkleri, dişleri, pençeleri ve görme yetenekleri son derece gelişmiştir. Doğuştan yürüme kabiliyetleri vardır ve çevreye bağlı olarak değişse de ortalama 1 hafta içerisinde yuvalarından çıkabilirler.
Doğumdan birkaç gün sonra katı yiyecekler yiyebilirler fakat emzirmeye de devam ederler. Erkek yavrular doğumdan 2–3 hafta sonra dişilere kur yapmaya başlarlar.
Bir kerede doğabilecek yavru sayısı 2–3’ten 8’e kadar çıkabilir. Eğer yavru sayısı az ise, yavruların ebatları büyük olacağından doğum sırasında bazı zorluklar çıkabilir.
Yavru sayısı fazla olduğunda ise anne hepsiyle yeterince hızlı bir şekilde ilgilenemediği için yavruların yarıya yakını ölebilir.
Çok sayıda yavru hayatta kalsa bile, bunlardan en zayıf olanları yetersiz bakımdan dolayı ölürler.
Annenin sütü, yaklaşık olarak %3,9 yağ, %8,1 protein, %3,0 laktoz içerir. Birçok iyileştirici bakım maddesinin içeriği, Guinea piginin sahip olduğu kompozisyona sahip değildir.
Bireye göre değişen bir özellik olsa da, bu uzun gebelik döneminden ve yavruların iriliğinden dolayı gebe dişiler çok şişmanlar ve bostan patlıcanı gibi bir şekil alır.
Üreyen erkekler ise balmumu gibi kokan sert kokulu bir misk üretirler.
Dişi yavrular, doğumdan 3 hafta sonra doğurganlığa ulaşırlar. Bu durum onlar için tehlikelidir çünkü hem kendi gelişimleri için hem de yavruların gelişimi için beslenmek zorundadırlar.
Daha önce hamile kalmamış ve altı aydan daha yaşlı olan cavialar için hamilelik çok riskli olabilir. Hiç hamile kalmamış dişiler, geri dönüşümü imkânsız olan bir cinsel organ çevresi genişlemesi ve leğen kemiğinde birleşme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilirler.
Doğum kanalı yeterince gelişmediği için de distosi olabilirler ve bunun sonucunda ölebilirler.
Erkek yavrular 3 – 4 hafta gibi erken bir sürede verimli hale gelebilecekleri gibi, genel olarak bu 5. ya da 6. haftayı bulabilir.
Dişiler doğum yaptıktan yaklaşık 12 saat sonra tekrar hamile kalabilirler fakat bu dişi için hiç de sağlıklı değildir. Hamilelik zehirlenmesi, birçok dişi bireyin başına gelen ve ölümlerine sonuç olabilen bir rahatsızlıktır. Belirtileri; iştahsızlık, halsizlik, aşırı tükürük salgılama, keton bir ağız kokusu ve ilerleyen aşamalarda nöbet halleri ile beraber gelen ölüm. Bu rahatsızlık genelde sıcak iklimlerde görülür. Hamilelikte rastlanabilecek diğer ciddi rahatsızlıklar; sarkmış dölyatağı ve hipokalkemiyadır.

Tavşan Bakımı
Yavru Tavşanların Beslenmesi
Tavşan yavruları için besleme anne sütünü yeteri kadar alması ile başlar.Yavru bir tavşan annesinden 30 ila 45 gün süt emmesi gerkmektedir.Burada onların yeteri kadar süt emmeleri çok önemlidir.çünkü anne sütü ile gerekli bağışıklık elemanlarını almaktadırlar.yavrular bu bağışıklık elemanlarını anne sütü haricinde başka hiçbir besinden alamazlar.Burada süt sadece tavşan sütü olmalıdır.yani yeni aldığınız yavrunuz erken sütten kesildi ise yavrunun süt ihtiyacı var diye inek sütü verilmemelidir.Çünkü inek sütü ile tavşan sütü, kompozisyon açısından büyük farklılıklar içerir. ve bu farklılıklar yavru tavşanlara zarar verir.
tavşan yavruları 15 günlük olduktan sonra anne sütü ile beraber kuru yonca-kuru saman ve pelet yem tüketmeye başlarlar.bu yüzden aldığınız yavru çok küçük ise ona bu tip gıdalar verilebilir.kuru yonca-kuru saman bulunamadığı zaman yonca unlu pelet yemlerde aynı faydayı sağlayacaktır.eğr bu yemler olmadığında tavşan dışkısında yumuşamalar başlar.
yavru bir tavşan 1 aylıkken sütten kesildiği zaman ortalama 400 - 600 gr canlı ağırlığa sahip olur.Onu aldığımızda ağırlığını kontrol ederek erken sütten kesilip kesilmediğini anlarız.erken sütten kesilen bir yavruya daha itinalı yaklaşmamız gerekecektir.
Tavşanların beslenmesinde diğer bir noktada onlara sebze ve meyva vermenin zamanıdır.Bu besinler sulu gıda olduklarından 3 aylık yaştan önce verilmeleri uygun olmaz.çünkü sindirim sisteminin gelişimi tam olarak gerçekleşmemiştir.tavşanımız 3 aylık olduktan sonrada ancak hafta 1-2 kez bu besinler verilebilir.bunların hergün verilmeside uygun değildir.
Tavşanlarda Beslenme
Tavşanların sindirim sistemi diğer evcil hayvanlarımızdan farklılık göstermektedir. Bu farklılık onların besinlerden, özellikle sekumlarında( kör barsak) ki fermentatif karakterli mikroorganizmalar sayesinde yararlanmalarından kaynaklanmaktadır.Tavşanların besinlerden optimum yarar sağlayabilmeleri için sekumlarında istenilen düzeyde bir mikroorganizma topluluğun sağlanmış olması gerekmektedir.Bu topluluğun sağlanması da yavru tavşanların sütten kesilmesinden hemen sonra başlar.Yani sütten kesimden sonraki yavru tavşanların beslenmesi onların hayatının geri kalanını direkt etkilemektedir.Bu dönemdeki herhangi bir yanlış beslenme geri dönüşü olmayan defektlere yol açar.Diğer evcillerimizin mama çeşitlerine bakıldığı zaman,erişkin ve yavru hayvanların mamalarının farklı olduğunu görürüz.Aynı durum tavşanlarda da söz konusudur.Bu yüzden tavşanlara mama alınırken onun yaşı göz önünde bulundurulmalıdır.
Tavşanlara verilecek gıdalardan bahsedecek olursak,sütten kesilen yavrulara verilecek gıdaların nem oranı çok düşük olmalıdır.Bunun nedeni yine sekumlarında ki mikroorganizma topluluğu ile ilişkilidir.Yüksek nem içeren gıdalar tavşanların sekumlarında daha farklı mikroorganizmaların gelişmesine sebep olmakta ve istenilen mikro flora düzeyi gelişememektedir.Bunun sonucunda tavşanlarda ishal gelişmektedir.Özellikle genç yaşlarda beslenme bozukluğuna bağlı gelişen ishal olgularında yavruların kurtulma şansı çok düşük.Bu yüzden sütten kesimden sonra nem oranı çok düşük kuru ot ( kuru yonca-kuru saman) ve pelet yem verilmesi gerekmektedir.
Beslenmede kaba yemin ( kuru ot ) önemi çok fazladır.Bunun birkaç nedeni vardır.Bunlardan biri ; tavşanların mideleri incelendiği zaman kas yapılarının çok zayıf olduğu gözlenmektedir.Bu nedenle midede biriken yem bloğu barsaklara kolayca itilememektedir.Bu bloğun barsaklara itilebilmesi için mideye yeni bir yemin girmesi gerekmektedir.Bu durumda tavşanlar sürekli bir beslenme içindedirler.Mideye sürekli pelet yem girişi de sindirim sistemini yormaktadır.Burada devreye ağırlıkça hafif hacimce yüksek kapasiteli kuru otlar girmektedir.Kaba yemlerin sekumda fermente edilmesi ile de, vitamin ( özellikle B ve K ) ve protein emilimi sağlanır.Tavşanlar kaba yem olarak kuru yoncayı büyük bir iştahla tüketirler.Kuru yoncanın diğer bir avantajı da vitamin A açısından zengin oluşudur.Vitamin A’ da yavruların gelişim dönemlerinde ki en önemli elemanlarından biridir.Asla unutulmaması gereken olgu,bu otların yaş olarak verilmemesidir. Kuru yonca bulunmadığı takdirde,yonca unlu pelet yemler ilede uygun bir beslenme sağlanmış olur.
Tavşanların diğer yem ihtiyacı yukarıda da belirttiğim gibi pelet yemlerdir.Hayvanlarda pelet yem verilmesinin nedenlerinin en başında,yemin homojen bir şekilde dağılmış olmasıdır.Tabii bu da dengeli bir beslenme demektir.Tavşanlara karışık yem verildiğinde içerisinden hoşuna gidenleri seçerek yediği gözlemlenebilir.Bu durum sadece tavşanlara özel değil,bütün evcillerde gözlenen bir durumdur.Kedi-köpek mamaları da bu yüzden homojen bir yapıya sahiptir.Son olarak, tavşanlara günlük taze su verilmesi unutulmamalıdır.
Tavşanlarda Tırnak Bakımı
Tavşanlarda tırnak bakımı periyodik yapılması gereken işlerden birisidir.Doğada tavşanların ayakları sürekli sert zemine bastığından ve kazınma hareketi yaptığından tırnakları aşınmaktadır.Ancak evimizde bu durum tam tersi bir durum gösteriyor.Bu yüzden zamanla tavşanımızın tırnakları uzamaktadır.Bu yüzden belirli sıklıklarla tavşanımızın tırnağını kesmemiz gerekmektedir.Kesmediğimiz takdirde normalden fazla bir uzama göstericek, zamanla yanlış yere basma ve tırnak kırılmaları sonucu ortopedik problemler ortaya çıkacaktır.Ayrıca uzun tırnaklar bize de zarar vercektir.
Tavşanlarımızın tırnaklarını incelediğimizde gözlenen iki bölüm vardır.Bunlar canlı ve ölü kısımların olduğu bölümlerdir.tırnak kesimi yapacağımız zaman canlı dokunun 0.5-1 cm önünden makasla kesilmesi uygundur.Burada gabiotan tipte tırnak makasları kesim açısından uygundur.
Tavşanlarda Kafes Uyumu
Tavşanlar için kafesleri çok önem taşımaktadır.Bunun nedeni ise kafeslerinde kendilerini güvende hissetmeleridir.Sığındıklarını ve saklandıkları güvenli bir yer olduğunu kabullenmeleri gerekmektedir.Tavşanların kafeslerini sevebilmeleri için buna ihtiyaçları vardır.Bu sebeblerden ötürü onu kafesinden çıkarırken veya içeri sokarken zorlamamalıyız.Bu hareket onun kafesine olan güvenini zedeleyecektir.Tavşanımızı iyi bir şekilde eğittiğimizde onu istediğimiz zaman kafesinin içerisine girmesini sağlayabiliriz.Bu eğitimlerde sevgi ve sabır çok önemlidir.Birde tavşanımızın yaşı eğitimde önem taşımaktadır.Tavşanımızın eğitimi tam olarak alıgılayabilmesi için en az 3 aylık bir yaşta olmalıdır.Bu yaştan önce verilen eğitimler tam istenildiği bir düzeye gelememektedir.Bu yüzden hem kafesine alışması hemde eğitime hazılanması açısından 3 aylık oluncaya kadar o istemediği sürece kafesinden çıkarılmaması gerekmektedir.Kafesin kapağı açık olduğunda zaten o istediği zamanlarada dışarı çıkacaktır.Ama kafesin kapağının açık olmasına dikkat etmeliyiz,çünkü dışarda korktuğunda hemen saklanacak yer arayacak ve büyük bir ihtimalle kafesine koşacaktır.
Tavşan besleyenlerinde fark ettiği bir durum,tavşanların ışığı az olan yerleri sevmesidir.Evde de genellikle karanlık yerleri çok severler.Bu yüzden kafeslerindede kapalı bir ortamın olması onları mutlu edecektir.tavşanımızın kafesine böyle kapalı bir tavşan evi koyabilirsiniz.
Tavşanlarda Tuvalet Eğitimi
Tavşanlarda tuvalet eğitimi olur mu acaba diye bir çok kişi düşünebilir.Evet böyle bir eğitim verebilmek mümkün.Öncelikle burada tavşanımızın yaşıda önem kazanıyor.Tavşanlar 3 aylıktan önce aldıkları eğitimleri tam alamıyorlar.Yani iyi bir eğitimin verilebilmesi için tavşanımızın 3 aylık bir yaşı geçmesi gerekiyor.Bu yaştan önce tabii alıştımalara devam etmeliyiz.Ama eğitimin sonuçlarını 3 aylık bir yaştan sonra alabiliriz.
Tavşanlara tuvalet eğitimi verirken bilmemiz gereken bazı şeyler var.Tavşanlar stres olduklarında dışkılama eğilimi göstermektedirler.Onu kafesinin dışındayken fazla strese sokmamalıyız.Bize alışması için zaman tanımalıyız.Özellikle başlangıçta bize gelmekten,kucağa alınmaktan hoşlanmayabilirler.Bu yüzden o bize gelmeden,kucağımıza çıkmayı kendi istemeden onu zorlamamalıyız.Bir süre sonra zaten kendisi bize gelmeye çalışacaktır.Aksini yaptığımız sürece tavşanımız strese girecek ve olduğu bölgeye dışkılamaya çalışacaktır.
Normalde tavşanlar kafeslerinde bir bölgeye tuvaletlerini yapma eğilimindedirler.Ona bir tuvalet kabı aldıktan sonra içine bir miktar talaş koymalısınız.Daha sonra kafesinin içindeki dışkıları bu kaba koyun.ayrıca bir kısım talaşıda idrarı ile ıslatarak bu tuvalet kabının içine koyun.Bu uygulamayı tuvalet kabına yapıncaya kadar uygulamalısınız.Tavşanınız ilk olarak size geldiğinde tuvalet eğitimini tam almadıkça,kafesinin dışarısında fazla dolaşmasına izin vermeyin.Mesela günlük olarak kafesinin kapısını açık bırakın 1-2 saat,kafesinden dışarı çıkması içinde onu zorlamayın,bırakın o istediği zaman dışarı çıksın.
tavşanınızın kafesinde de yemliği biraz yüksek bir yere takın.Yoksa tuvaletini bu kaba yapma eğilimine girebilir.Eğer tuvaletini buraya yapmaya başladı ise,bu kabı tuvalet kabı olarak kullanmaya devam edin.Yem koymak için başka bir kap kullanmaya başlayın.
HAMSTER

Hamster bir çölde yaşayan kemirgenidir. Şirin ve ele gelmesi ve bakılması kolaydır. Kemirgen olduğu için ısırma güdüsü vardır , ancak elde yiyecek kokusu alırsa elinizi dişiyle yoklayabilir.Temiz, kokusuz ve sessizdir. Gözleri iyi görmemekle beraber , çok iyi koku ve duyma hislerine sahiptir. Ömrü yaklaşık 3-4 senedir.
Kemirgenlerin ortak özelliklerinden biri de ; dişleri sürekli uzar. Bu nedenle dişleri aşındıracak kemirme taşı ve kemirme dalları her zaman kafeste bulunmalıdır.
Tek mi, çift mi bakmalı?
Hamster yalnız yaşamayı sever. Bu yüzden kafesinde istediğinde saklanabileceği yerler olmalıdır. Dişi hamster, eğer çiftleşmeye hazır değil ise kafesine konan erkeği öldürebilir. Eğer birden fazla hamster aynı kafeste yaşıyor ise kafes büyük olmalı ve her birinin saklanabileceği ayrı yerler bulunmalıdır. Kavga ettiklerini görürseniz hemen ayrı kafeslere yerleştirin.
Sağlıklı Hemster
Hamster dayanıklı bir hayvandır. Kafes temizliğine göstereceğiniz özen, kaliteli taban malzemesi ve uygun yemlerle sağlıklı bir ömür geçirecektir. Hamster insanlardan nezle kapabilir. Bu yüzden nezle olanlar kafesten uzak durmalıdır.
Sağlıklı bir hamsterin ;
• Vücudu yuvarlak,
• Gözleri parlak ve canlı,
• Burnu akıntısız,
• Tüyleri düzgün ve parlak,
• Hareketli ve çevresine ile etkileşimli olmalıdır.
Ortamın kirli olması hamster gibi mikroba duyarlı bir canlıyı hasta edebilir.Kafesin temizliği ihmal edilmemeli.
Aşırı sıcaktan koruyun!
Eğer ısı 27°C ' nin üstüne çıkarsa hamster derin uykuya dalar ve vücut fonksiyonları yavaşlar. Bu durumda onun öldüğünü sanabilirsiniz! Bu özellik onun çöldeki yüksek sıcaklık ile başa çıkmasını sağlar.
Cinsiyet Ayırımı
Dişilerde cinsel organı ile anüsü arasındaki mesafe daha uzundur. Erkeğin ise arka tarafı daha sivridir ve dördüncü haftadan sonra anüsünün iki tarafında yumurtalıkları görünür.
Kafes
Plastik tabanlı bir kafes temizlik kolaylığı sağlayacaktır. Kafes mümkün olduğunca büyük olmalıdır. Küçük bir kafeste hamster huzursuz ve saldırgan olur. Tek bir hamster için 60x45 cm taban alanı ve 30 cm yüksekliği olan bir kafes yeterlidir. Kafes tabanına 3-5 cm kalınlığında emici taban malzemesi konur (hamster eşelenmeyi sever bu nedenle derin taban malzemesi eşelenme ihtiyacını karşılayacaktır). Kağıt yeterince emici olamadığı için taban malzemesi görevini yerine getiremez. Taban malzemesinin üstüne yayılacak saman hem doğal bir ortam sağlar, hem de hayvanın dışkısı ile temasını keser. Yuvanın içine bir miktar ot koymalısınız. Yem kabı kemirgenin içine giremeyeceği boyutta olmalıdır. Hamster dişlediğinde akan suluk doğadaki yaşam tarzına uygundur (doğada hamster suyu yapraklardaki çiğden alır). Kafeste koşma tekerleği şarttır. Yeterince hareket etmeyen hamster önemli sağlık sorunları yaşar.
Beslenme
Hamster yeminin bir kısmını yanaklarında taşıyarak yuvasında saklar. Kafesinde her zaman bol miktarda yiyecek olsa da çölde yiyecek bulmanın zorluğundan kaynaklanan bu içgüdüsü devam eder ve sakladığı yiyeceği korumak ister. Elinizi yuvaya sokar ve sakladığı yiyeceğe yaklaştırırsanız elinizi dişleyebilir.
Kafes İçinde tamamlayıcı yiyecek olarak ot her zaman bulunmalıdır. Bütün kemirgenler lifli besinlere ihtiyaç duyarlar. Ot lifli besin ihtiyacını karşılar.Ayrıca hamster krakeri alarak kafesine de asabilirsiniz.
Kemirme taşı kemirgenin sürekli uzayan dişlerini aşındırır, sağlam kemik yapısı için ihtiyaç duyduğu kalsiyumu sağlar,
Bazı yemler öylesine lezzetlidir ki zaman zaman bu yemleri vermeniz hamster ile olan yakınlığınızı arttıracaktır. Bu yemler elden verildiğinde evcilleştirmede çok faydalıdır. Hamster yemine 1/4 oranında karıştırarak yada ayrı bir kapta verebilirsiniz.
Taze Yiyecekler
Hamster elma, havuç, salatalık, marul, muz, üzüm gibi meyve ve sebzeleri sever. Ancak bunlar az miktarda verilmelidir. Aksi taktirde yuvasında saklayacağı bu yiyecekler bozulacak ve sağlıksız bir ortam yaratacaktır.
Çiftleştirme
Çiftleşecek dişi ve erkek en az 4 aylık olmalıdır. Dişi dört günde bir çiftleşmeye hazır duruma gelir. Eğer çiftleşmeye hazır değil ise bir araya geldiği erkeğe saldırabilir. Akşam dişi hamster erkeğin kafesine koyun. (Erkeği dişinin kafesine koymayın. Bu durumda dişinin saldırma ihtimali artar) Eğer dişi saldırganlaşıra hemen kafesine geri koyun ve sonraki akşamlar yeniden deneyin. Dişi ve erkeği sizin gözetiminizde olmadıkları zamanlar beraber bırakmayın. Çiftleşme gerçekleştikten sonra dişiyi kafesine koyun. Çiftleşen dişinin kafesinde bol miktarda taban malzemesi, ot ve saman olmalıdır. Kafesi serin ve doğrudan gün ışığı almayacağı bir . yere yerleştirin.
Dişinin hamileliği 16 gün sürer ve 1-16 arası (genelde 7 civarı) yavru doğurur. Yavrular tüysüz ve gözleri kapalı doğar. Birkaç gün içinde yavruların tüyleri tamamlanır. On gün sonra katı yem yemeye başlarlar.Yavrular hızla gelişir ve 3 ayda erişkin olur. Yavrular 4 haftalık olduğunda annelerinden ayrılmaları gerekir. Aksi taktirde anne hamster yavrulara saldırabilir.
Evcilleştirme
4-7 haftalık hamster evcilleştirmek için idealdir. Yavru hamster sahibine çabuk alışır. ilk birkaç gün yerine alışması için onu yalnız bırakın ve elinize almayın. Onunla konuşun, böylece sesinizi tanıyacaktır. Yemini her akşam üstü kafes tabanına kendi elinizle koyun. Birkaç gün sonra yemi koyduktan sonra hamster yemini yerken elinizi yakınlarda tutun. Daha sonraki günlerde yemi elinizden sunun. Elinize korkusuzca binmeye başlayınca diğer elinizle sırtını okşayabilirsiniz. Elinize alıştıktan sonra ellerinizde ve kolunuzda yürütebilirsiniz.
Doğada hamster gündüz uyur, gece yiyecek arar. Eğer hamster uyurken onunla oynamak isterseniz onu nazikçe uyandırın. Tam uyanana kadar parlak ışıktan koruyun.
Hamster ancak korktuğu zaman dişler. Korktuğunda kulakları geriye kıvrılır. Kulakları dik hale gelene kadar onunla sakin bir tonda konuşun, ondan sonra elinize alabilirsiniz.
Hamster hareketli ve oyuncudur. Kafesinden kaçmak için en küçük fırsatı bile değerlendirecektir. Kaçtığında yakalamak için içinden çıkamayacağı bir leğenin içine en sevdiği yiyeceği koyun. Leğene çıkabileceği şekilde bir rampa oluşturun ve bu yola da en sevdiği yiyecekten ufak kırıntılar koyun. Gündüz uyuyan, gece yem arayan bir hayvan olduğu için tuzağınız ancak ortalık karanlık ve sakin olduğunda işe yarayacaktır.
Kafes temizliği
Kafesi çok sık temizlemeyin. Haftada bir yapacağınız temizlik yeterlidir. Aksi taktirde yuvası bozulan ve sakladığı yiyecekleri kaybeden hamster huzursuz olacaktır.
Taban malzemeleri
Kafeste kullanılan taban malzemesi çok önemlidir. Hamster kokusu ile yaşadığı alanı işaretler. Kafesi çok sık temizler iseniz bu kokunun yok olması onu yuvasına yabancılaştırır ve strese sokar. Bu yüzden dışkıyı hızla kurutacak, kafesi uzun süre sağlıklı tutacak taban malzemesi kullanılmalıdır.
Sıkıştırılmış Talaş
Sıkıştırılmış talaş kafes tabanına yayıldığında rahat ve temiz bir ortam sağlar. Özel olarak, hiçbir kimyasal madde ile temas etmemiş beyaz çamdan üretilmiştir. Sıkıştırılmış olduğu için uzun süre kullanılır, ekonomiktir.